2 Ağustos 2011 Salı

“KULVARIMI BEN SEÇTİM, PANİKTE DEĞİL ATAKTAYIM!”

 
















     Aynı zamanda “müzik market”  de olan kitabevinden satın aldığım bir Immanuel Kant kitabının (“Saf Aklın Eleştirisi”) ücretini ödemek için kasaya yöneldiğimde gözüme ilişti: “Düşünce”. Hayır, kitap değil albüm (CD). Evet, isminin cezbettiğini itiraf etmeliyim.

    
Özgür Çevik’e, pek de izleyemediğim “Yabancı Dâmat” dizisinden âşinâydım; araştırdım, öncesi de varmış: bir müzik yarışmasıyla tanınmış. ben yeni ‘tanıdım’ bu felsefeci adayı güzel sesi.
    
     Radikal Genç’in müzik yazarları çok haklı olarak, düzeyli albümlerin es geçildiğini yazdılar/yazıyorlar. Ö. Çevik’in “Düşünce”si de, maalesef, görmezden gelinenlerden oldu… Oysa, en azından “Düşüşüm” adlı o müthiş şarkı, ıskalanmamalıydı. “Düşüşüm”, handiyse bir manifesto niteliğinde.
    
     Evet, öyle; “düşüşüm duruşum oldu/kaldırmayın beni yerden/kirletmeyin ellerimi/dokunayın bana lütfen”. “Düşüş”ün “duruş” olması, bilinçli bir tercihi (o, ‘yıkım’ da olsa) imliyor. Özgür seçi (hür irâde) aktif rolde görünüyor. (Tabi, bunun ‘ters okunması’ da olası: yâni , bir savunma refleksiyle “düşüş’e kılıf uydurmak” gibi. Ama öyle değil. Albümdeki diğer parçalar, böylesi bir ‘ters okuma’yı yadsıyor. Şu türden bir ‘okuma’ daha mümkün: Çevik, “doğru hareketi savruluşta arayan”(1) bir adam; ya da öyle bir adamın duygudurumunu anlatmış eserinde. Devâmında “kaldırmayın beni yerden”  diyor ya; kendisini ‘kurtarmaya’ çalışanlara [kaygılanıyorlar elbet 'kurtarıcılar' (!)] şu mesajı veriyor: “Kulvarımı ben seçtim. Panikte değil ataktayım”(2)
    
     Tabi, eseri felsefî kazı alanına çevirmemek gerek; ama bir felsefeci adayının (Ö.Çevik’in; sanırım hâlâ felsefe öğrencisi) varlığı duyumsanıyor. Ayrılık şarkılarında dahi (örneğin “Bize Kalanlar”), felsefî altanlam seziliyor.

     Özgür Çevik, iyi bir yorumcu olmanın yanında; yine iyi bir söz yazarı ve besteci de. On şarkılık albümün dokuzunun söz ve müziğinde, imzâ, Ö. Çevik’in. ( Biri de Fikret Kızılok eseri: “Farketmeden”. Ayrıca, albümün künyesine baktığımız vakit, bir “Kızılok” daha görüyoruz: “Fotoğraflar: S. Kızılkaya/Yağmur Kızılok”)
    
     Çevik’in dinlendirici bir sesi var: sâdeliğe ve îtidalliğe açılıyor… Belki de “narkoz yemiş duygulardan”dır.(bkz. “Çok Düşünce” şarkısı.) Örneğin, o çok sevdiğim “Düşüşüm” şarkısındaki  “dokunmayın bana lütfen” söyleyişi öylesine saftır ki; ânında, mâsum ve yaralı, bir de çok sevimli bir ‘çocuğu’ yakalarsınız/duyarsınız…
    
     Ha, hiç mi kötü/iyi olmayan şarkı yok. Tabi ki var: “Boş Günüm” şarkısı, gazetelerin şiir köşelerine gönderilenler kadar düzey yoksunu olmasa da, endâzeye vurulduğunda (yâni albüme oranla), vasat. İyi ama, kadı kızında bile daha çok kusur vardır. (Bu kadı kızının kusurlardan münezzeh olması saçmasını da anlamış değilim doğrusu. Gerçi ayrı bir mevzuu.)
    
     Bence Ö. Çevik’i yakında felsefe dergilerinde de görebiliriz. Hem popüler bir kişinin, böylesi ‘korkutucu’ bir alanda patinaj yapması iyi de olabilir.
    
     (Bir not: 29/08/08 cts. târihli Sabah’ın Günaydın ekindeki habere göre, “popçu-oyuncu” Ö. Çevik, “âşık olduğum kişiyi hırpalarım” demiş. Bu kerte duygusal yoğunluklu sözler ve onlara uyumlu besteler üreten kırılgan bir kişinin, “hırpala behçet” olması olası görünmese de, hayat-ı husûsiyetine karışamayız. Saygılar.)
    
     (Bir not daha: Albümdeki şarkıların isimlerinden [ki, toplamda 10 şarkı] bir kolaj denemesi yaptım. Sonuç, sanırım albümün havasına uygun oldu. Genel bir bilgi vermesi ümîdiyle sunulur: aşk demledim(6), keyfim yerinde(7). Farketmeden(3) bir daha âşık olamam(1). Çok düşünce(5): düşüşüm(2)… incittiysem(9): boş günüm!(8)… bize kalanlar(4): yalnızlık korkusu(10). [sayılar, şarkıların sıra numaralarıdır] )
DİPNOT: 1-Küçük İskender, Karanlıkta Herkes Biraz Zencîdir, s.22, Sel Yay. 2006
                2-    “           “                 “          “        “            “        , s.33,  “     “      “

     Ağustos 2008'de, Radikal Genç'te yayımlanan yazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder